Paylaş | 25 Nisan 2023
Anayasa Mahkemesinin 61. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Yüce Divan Salonu'nda tören düzenlendi.
Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yüksek yargı organlarının üyeleri katıldı.
Başkan Arslan törende yaptığı konuşmada, düzenlenen sempozyumun konusunu Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılı dolayısıyla“Yüzüncü Yılında Cumhuriyet ve Anayasa Yargısı” olarak belirlediklerini ifade ederek Cumhuriyet'in anayasal kimliği üzerine bazı değerlendirmelerde bulundu.
Türk anayasa kimliğinin en belirleyici niteliği hukuk devletidir.
Her anayasanın zaman ve mekân içinde oluşan, gelişen ve yaşayan bir kimliğinin olduğunu belirten Başkan Arslan “Türk anayasa kimliğinin en belirleyici niteliği hukuk devletidir.” dedi.
Başkan Arslan Türkiye Cumhuriyeti’nin aynı zamanda sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirterek “Anayasa Mahkemesine göre kişilerin refah ve mutluluğunu sağlamaya yönelik olarak sosyal devletin herkes için insan haysiyetine yaraşır asgari bir hayat düzeyini gerçekleştirmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
2010 anayasa değişikliğiyle hukuk sistemimize giren bireysel başvurunun insan haklarına dayalı hukuk devletinin daha etkili şekilde hayata geçirilmesine hizmet ettiğini vurgulayan Başkan Arslan, bireysel başvurunun Cumhuriyet’in niteliklerinin hak eksenli bir yaklaşımla yorumlanmasına çok önemli katkılar sağladığını dile getirdi.
Demokratik anayasanın temeli özgürlüktür.
Başkan Arslan, Anayasa Mahkemesinin sıklıkla demokratik hukuk devleti terkibini kullanarak günümüzün geçerli demokrasi anlayışı olan anayasal demokrasiye vurgu yaptığını ifade ederek hürriyetçi demokrasinin gereklerinden en önemlisinin temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınması olduğunu söyledi.
Konuşmasında kuvvetler ayrılığı ilkesine de vurgu yapan Başkan Arslan egemenliği kullanan güçlerin ayrılması ve sınırlandırılmasının önemine değinerek sözlerine şöyle devam etti:
“Bilindiği üzere demokratik anayasalar esas olarak özgürlükleri korumak amacıyla, egemenliği kullanan güçlerin ayrılmasına ve sınırlandırılmasına yönelik anayasal ilke ve kurallara yer vermişlerdir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararlarında vurgulandığı gibi Anayasa’da yer verilen kuvvetler ayrılığı ilkesinin gayesi yetki aşımlarının ortaya çıkmasını ve temel hakların ihlal edilmesini engellemektir.”
Başkan Arslan Cumhuriyet’in herkesin eşit ve özgür bireyler hâlinde kendilerini ait hissettikleri demokratik bir hukuk devleti olarak yoluna devam etmesinin hepimizin ortak hedefi olduğunu belirterek bu hedefin gerçekleşmesinin biri toplumsal, diğeri de hukuksal ve siyasal düzlemde olmak üzere iki temel şarta bağlı olduğunu ifade etti.
Farklılıklarımızla birarada yaşamanın iklimini hep birlikte oluşturmak zorundayız.
Toplumsal düzeyde bizim gibi olmayanlarla, bizden farklı düşünen ve yaşayanlarla sağlıklı bir ilişki kurmamız gerektiğinin altını çizen Başkan Arslan “Öteki olarak gördüklerimizin ontolojik varlığını kabul etmedikçe bu sağlıklı ilişkiyi kurma imkânı da yoktur. Kendimize hak gördüğümüzü “öteki”ne de hak görerek, adaleti ve özgürlüğü sadece kendimiz için değil başkaları için de isteyerek, farklılıklarımızla birarada yaşamanın iklimini hep birlikte oluşturmak zorundayız.” dedi.
Adaletin sağlanmasının birinci şartı yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatıdır.
Başkan Arslan konuşmasında mahkemelerin bağımsızlığının önemine vurgu yaparak yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının hâkimin çekinmeden ve endişe duymadan, herhangi bir dış etki altında kalmadan, tarafsız tutumla ve özgürce karar verebilmesini gerektirdiğini belirtti.
Adaletin olmadığı yerde devletin payesi veya gücü arşa çıksa bile bir gün yok olacağını dile getiren Başkan Arslan adaletin sağlanmasının birinci şartının yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatı olduğunu vurguladı.
Başkan Arslan, anayasal kimliğimizi oluşturan tüm ilke ve değerlerin en büyük güvencelerinden birinin bağımsız ve tarafsız yargı olduğunun altını çizerek “Demokratik hukuk devleti olarak Cumhuriyet bizden yargı alanında da Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesiyle “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” yargı mensupları ister.” ifadelerini kullandı.
Bireysel başvurunun etkili bir hak arama yolu olarak varlığını devam ettirmesinde ve bu suretle temel hak ve özgürlüklerin daha iyi korunabilmesinde kurumsal iş birliğinin önemine değinen Başkan Arslan, bireysel başvuruyu başarılı şekilde uygulamanın en etkili yolunun ihlallerin kaynağını kurutmak olduğunu söyledi.
Başkan Arslan konuşmasında Anayasa Mahkemesinin hem norm denetiminde hem de bireysel başvuruda kendisine verilen görevleri yerine getirirken Anayasa ile çizilen yetki haritasının dışına çıkmamaya özen gösterdiğini vurgulayarak “Bu anlamda Mahkememiz ne yargısal aktivizme tevessül etmekte ne de anayasal ve yasal yetkilerini kullanmaktan imtina ederek kendini sınırlamaktadır.” dedi.
Başkan Arslan konuşmasının sonunda her türlü olumsuzluğa ve zorluğa rağmen büyük bir fedakârlıkla görev yapan başkanvekillerine üyelere, raportörlere ve tüm çalışanlara teşekkür etti.
“ Yüzüncü Yılında Cumhuriyet ve Anayasa Yargısı” konulu sempozyum
Anayasa Mahkemesinin 61. kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde “Yüzüncü Yılında Cumhuriyet ve Anayasa Yargısı” konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun 1. oturumunda “Cumhuriyet Türkiye’sinde Anayasa Yargısının Gelişimi” konusu görüşüldü.
2. oturumda katılımcılar “Geçmişten Günümüze Türk Anayasa Mahkemesinin Cumhuriyetin Temel Niteliklerine İlişkin Yorumu” konusu üzerine sunumlar yaptı. Sempozyumun son oturumunda ise “Türk Anayasa Mahkemesinin Türk Hukuk Sistemine Etkisi” konusu tartışıldı.
Sempozyum, gün boyu devam eden sunumlar sonrasında konuşmacılara plaket takdimi ve Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan’ın kapanış konuşmasıyla sona erdi.
Başkan Arslan’ın konuşma metnine ulaşmak için tıklayınız.
Başkan Arslan'ın Anayasa Mahkemesinin 61. Kuruluş Yıldönümünde yaptığı konuşmayı izlemek için tıklayınız.