Paylaş | 14 Şubat 2019

Sempozyuma, KKTC Başbakanı Tufan Erhürman, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop, Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Sempozyumda bir konuşma yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, “Basit bir soruyla başlamak istiyorum. Devlet niçin vardır? Bu soruya cevap olarak Doğu’da ve Batı’da ciltlerce kitap yazılmıştır. Kanaatimce, en tatmin edici cevaplardan biri, bu toprakların yetiştirdiği en önemli hukukçulardan olan rahmetli Ali Fuad Başgil’e aittir.  Başgil’e göre devlet, “emniyet ve hürriyet temin etmek suretiyle vatandaşları huzur içinde yaşatmak” için vardır. Bunun yolu da devleti hukuka bağlı kılmaktan, başka bir ifadeyle tüm kural ve kurumlarıyla hukuk devletini tesis etmekten geçmektedir” dedi.

“Ombudsmanlık ile Bireysel Başvuru Yolu Anayasal Olarak Yaşıt”

 Şikâyet ve başvuru hakkının uzun bir geçmişe sahip olduğunu ifade eden Başkan Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Siyasetnamelerde devleti yöneten hükümdarlara belli aralıklarla halkın şikâyetlerini dinleme, onların dertlerine derman olma ve bu şekilde adaleti sağlamaları tavsiye edilmiştir. Bu şekilde kurulan divanların bir amacı da adaletin tesis edildiğinin bilinmesini sağlamaktır. Nizamülmülk, Siyasetname’de hükümdarın haftada iki gün halkın şikâyetlerini dinlemesi ve hakkı yerine getirmesinin caydırıcı bir etkisi olduğunu anlatır. Bu uygulama memleketin her yerinde zalimlerin şikâyet korkusuyla kötülük yapmaktan çekinmesini sağlar.”

Bugünkü ombudsmanlık ve anayasa şikâyeti olarak da bilinen bireysel başvurunun kökenlerinde bu şikâyet ve arz-ı hal geleneğinin olduğunu bildiren Başkan Arslan, günümüzün karmaşık toplum hayatı ve aynı oranda çeşitlenen sorunların uzmanlaşmayı ve kurumsallaşmayı beraberinde getirdiğini belirtti.

Hak arama yolları bakımından 2010 Anayasa değişikliği bir dönüm noktası olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Arslan, ombudsmanlık olarak da adlandırılan Kamu Denetçiliği Kurumu ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun anayasal olarak yaşıt olduklarını hatırlattı.

“Hak Arama Yolları Etkili Olduğu Müddetçe Bir Anlam İfade Eder”

Bu kurumların amacının en geniş anlamda kamu otoritesi karşısında bireylerin temel hak ve özgürlüklerini korumak olduğunu söyleyen Başkan Arslan, her iki anayasal kurumun ihdasının, temel hakların korunması bakımından devrim niteliğinde gelişmeler olduğunu belirtti. Bu hak arama yollarının daha etkili kullanılmasıyla ülkemiz için ne kadar büyük kazanım olduklarının daha iyi anlaşılacağını belirten Başkan Arslan, hak arama yollarının etkili olduğu müddetçe bir anlam ifade ettiğini sözlerine ekledi. 

“AİHM, AYM’nin Yaşam Hakkı Konusunda Kendi İçtihatlarıyla Uyumlu Kararlar Verdiğine Özellikle Vurgu Yapmıştır”

 Konuşmasında bireysel başvuru konusunda da bilgiler veren Başkan Arslan, şunları söyledi:

“Anayasa Mahkemesi, tüm zorluklara rağmen, 2012 yılından bu yana bireysel başvuru yolunun etkili olduğunu göstermiştir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bireysel başvurunun etkili bir iç hukuk yolu olduğunu her fırsatta vurgulamış, en son geçen hafta açıkladığı kararlarında da bunu bir kez daha teyit etmiştir. Bu kararlarda AİHM 2015 yılı sonunda uygulanmaya başlanan sokağa çıkma yasaklarına ve bu kapsamda yürütülen operasyonlara ilişkin olarak yapılan başvuruları iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez bulmuştur. AİHM bu kararlara konu şikâyetlerin Anayasa Mahkemesinde de derdest olduğunu belirtmiş ve bu şikâyetlerin öncelikle Anayasa Mahkemesince incelenmesi gerektiğine karar vermiştir. Strazburg Mahkemesi AYM’nin yaşam hakkı konusunda kendi içtihatlarıyla uyumlu kararlar verdiğine özellikle vurgu yapmıştır. Gerçekten de Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında çok titiz incelemeler yapmış ve çok sayıda ihlal kararı vermiştir. Tüm bunları gözeten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, AYM’ye bireysel başvuru yolunun tüketilmesi gerektiğini söylemiştir. Böylece bazı kesimlerin Türkiye’de bireysel başvuru yolunun etkisiz olduğu yönündeki çabaları da bir kez daha başarısızlığa uğramıştır.”

“Hak Arama Yollarının Objektif Amacı, Yeni Hak İhlallerini Önlemektir”

 Kamu Denetçiliği Kurumunun da Anayasa Mahkemesinin de ülkedeki tüm hak ihlallerini tek tek ortadan kaldırmasının mümkün olmadığına dikkati çeken Başkan Arslan, hak arama yollarının objektif amacı üzerinde özellikle durulması gerektiğini ifade etti. Başkan Arslan bu amacın, her bir şikâyette ve başvuruda somut ihlali ortadan kaldırmaktan ziyade, hukuk sisteminde gerekli değişikliklerin yapılması suretiyle yeni hak ihlallerinin önlenmesi olduğunu da sözlerine ekledi.

Başkan Arslan’ın Sempozyum’da yaptığı konuşmaya ulaşmak için tıklayınız.