Paylaş | 23 Eylül 2025

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, 1 Ekim 2025 tarihi itibarıyla avukatların UYAP Avukat Portalı üzerinden bireysel başvuru yapabileceğini duyurdu. Başkan Özkaya, “Böylelikle hem erişilebilirlik artmış olacak hem de başvuru süreçlerinin daha hızlı, etkin ve şeffaf şekilde yürütülmesinin önü açılacaktır.” dedi.

Anayasa Mahkemesine bireysel başvurunun 13. yıldönümü dolayısıyla “Anayasa Mahkemesinin İptal Kararlarının Geriye Yürümezliği Kuralının Bireysel Başvuruya Etkisi” temalı sempozyum düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya’nın açış konuşmalarıyla başlayan sempozyuma; Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Muhsin Şentürk ve Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener’in yanı sıra yüksek yargı organlarının üyeleri ile akademisyenler katıldı.  

Başkan Kadir Özkaya, sempozyumda yaptığı konuşmada bireysel başvurunun fiilen uygulanmaya başlamasının ardından 13 yıl geçtiğini belirterek, “Ülkemizin hukuk düzeninde yapılan en önemli değişiklerden birisi bireysel başvuru yolunun hukuk sistemimize dâhil edilmiş olmasıdır.” dedi.

Bireysel başvurunun temel hak ve özgürlüklerin korunmasında iç hukuktaki en yüksek güvencelerden biri olduğunu vurgulayan Başkan Özkaya, “Bireysel başvuru, bireylerin kamu gücüne karşı korunmasını sağlamakla kalmamış; aynı zamanda hukuk devleti ve demokrasi ilkelerinin pekişmesine de hizmet etmiştir. Başvuru hakkı, bireyleri yalnızca haklarının muhatabı olmaktan çıkararak anayasal düzenin korunmasında aktif birer özne hâline getirmiştir.” ifadelerini kullandı.

Bireysel başvuru sayesinde uluslararası başvuru yollarına gitmeden ulusal yargı düzeni içinde hak ihlali iddialarının ileri sürülebileceğini dile getiren Başkan Özkaya, bireysel başvurunun hem bireyler açısından daha hızlı ve etkili bir koruma sunduğunu hem de Türkiye’nin uluslararası insan hakları yükümlülüklerini daha güçlü biçimde yerine getirmesine katkıda bulunduğunu vurguladı.

Bireysel Başvuru ile Anayasal İlkeler Daha Görünür ve İşlevsel Hâle Gelmiştir

Bireysel başvurunun hukuk sistemine kazandırdığı en önemli değerlerden birinin Anayasa’nın toplumsallaşması olduğunu aktaran Başkan Özkaya, şöyle devam etti: “Artık Anayasa yalnızca ilgili kurum, kuruluş ve bunların mensuplarının ya da hukukçuların ve akademisyenlerin değil hakları ihlal edilen her bireyin doğrudan başvurduğu, hayatına dokunan, yaşayan bir metin hâline gelmiştir. Bu gelişme, toplumda hak arama bilincinin güçlenmesini sağladığı gibi Mahkememizin de toplumla doğrudan ve daha yakın bir ilişki kurmasına vesile olmuştur. Bir diğer önemli kazanım ise hukukun anayasallaşması olmuştur. Bireysel başvuru sayesinde temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal ilkeler, yalnızca anayasa yargısında değil; ceza, idare, özel hukuk gibi farklı alanlarda da farkındalığı artmış olarak uygulanmaya başlanmıştır. Mahkemeler, önlerine gelen uyuşmazlıklarda mevzuat hükümlerini anayasal güvenceler ışığında yorumlama sorumluluğunu daha belirgin biçimde üstlenmişlerdir.”

Başkan Özkaya, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru sistemi içinde 13 yılda yaklaşık 700 bin başvuru yapıldığını, binlerce hak ihlalinin giderildiğini, anayasal ilkelerin daha görünür ve işlevsel hâle geldiğini söyledi. Başkan Özkaya, 2025 yılında yaklaşık 50 bin başvuruya karşılık 40 bin civarında başvurunun sonuçlandırıldığını aktardı.

Başka Özkaya, “Bireysel başvuru mekanizması bir yandan Türk hukuk sistemini dönüştürürken diğer yandan Anayasa Mahkemesini de hak ve özgürlüklerin korunmasında merkezî bir konuma taşımış, toplumsal adaletin tesisi bakımından vazgeçilmez bir kurum hâline getirmiştir.” diyerek Anayasa Mahkemesinin de diğer tüm yargı kurumları gibi bireylerin adalet arayışının en önemli aktörlerinden biri olduğuna dikkat çekti.

Adaletin Daha Nitelikli Tesisi Yolunda Hukuk Sistemimize Kazandırılmış Önemli Bir Mekanizmadır

Konuşmasında adaletli bir düzenin bireyler arasındaki güveni pekiştirdiğini ve toplumsal bağları kuvvetlendirdiğini vurgulayan Başkan Özkaya, “Gerçekten de adalet, hayatın üzerinde yürüdüğü zemindir; devleti ayakta tutan, bireyi güven içinde yaşatan, topluma refah ve gelişme imkânı sağlayan asli dayanaktır. Adalet, devletin temeli olmakla birlikte, aynı zamanda toplumun da vicdanıdır. Adaletin zedelendiği yerde toplumsal barışın, güvenin ve refahın da yara alacağı açıktır. Bireysel başvuru yolu, adaletin daha nitelikli tesisi yolunda hukuk sistemimize kazandırılmış önemli bir mekanizmadır. Uygulamaya başlandığı günden bugüne kadar yaşanan süreçte de bu şekilde ete kemiğe bürünmüştür.” ifadelerini kullandı.

Bireysel başvuru kapsamında insan hakları yargısında çok sayıda ve çok önemli kararlar verildiğini dile getiren Başkan Özkaya, Anayasa Mahkemesinin diğer yüksek mahkemelerle tam bir iletişim içinde çalıştığını ve uluslararası ilke ve standartların Türk hukukuna dâhil edilmesinde önemli bir sorumluluk üstlendiğini kaydetti.

Başkan Kadir Özkaya, diğer yüksek mahkemelerle görüş alışverişinde bulunulmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen “Yüksek Mahkemelerin Yerleşik İçtihatlarına İlişkin Dosyalarda Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönerge”nin kabul edilerek hayata geçirildiğini de sözlerine ekledi.

Başvuru Süreçlerinin Daha Hızlı, Etkin ve Şeffaf Şekilde Yürütülmesinin Önü Açılacak

Bireysel başvurunun fiilen uygulanmaya başlanmasının üzerinden geçen 13 yıl içinde yalnızca içtihat ve uygulama bakımından değil, kurumsal kapasitenin geliştirilmesi yönünden de önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Başkan Özkaya, avukatların elektronik ortamda bireysel başvuru yapabilmesine imkân sağlayacak yeni uygulamayla ilgili şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi, hak arama yollarının etkinliğini artırmak amacıyla teknolojik dönüşüme özel bir önem atfetmektedir. Dijitalleşmenin çağdaş hukuk sistemleri açısından kaçınılmaz bir gereklilik hâline gelmesiyle birlikte Mahkememiz de bu yönde kayda değer adımlar atmıştır ve atmaya da devam etmektedir. Bu çerçevede 1 Ekim 2025 tarihi itibarıyla bireysel başvuruların elektronik ortamda, UYAP Avukat Portalı üzerinden de yapılabilmesinin mümkün hâle geldiği müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum. Artık avukatlarımızın UYAP sistemi üzerinden başvuru yapabilmesi hayata geçirilmiş olacaktır. Böylelikle hem erişilebilirlik artmış olacak hem de başvuru süreçlerinin daha hızlı, etkin ve şeffaf şekilde yürütülmesinin önü açılacaktır.”

Konuşmasında küresel gelişmelere de değinen Başkan Özkaya, “Son dönemde başta Gazze olmak üzere dünyanın birçok yerinde yaşananlar göstermektedir ki insan hakları, hukukun üstünlüğü, uluslararası iş birliği ve kurallara bağlılık, adalet, ahlak, barış, özgürlük, refah gibi temel değerler hızla erozyona uğramaya; bu değerlerin yerini askerî ve ekonomik güç, kaba kuvvet ve tabiri yerindeyse zorbalık anlayışı almaya başladı. Yapılan zulümlere ırk, din, dil, renk vb. hiçbir ayrım yapılmadan bir an önce cesaretle ve adaletle müdahale edilmelidir. Bu; insan olmanın zorunlu bir sonucu, yaşamsal bir vicdani borcudur.” değerlendirmesinde bulundu.

Başkan Özkaya, konuşmasının sonunda “İnsanlığın ortak geleceği ve sürekli barış ancak ahlaki değerlere ve adalete dönülmesiyle, yeryüzünde ahlaki değerlerin ve adaletin hâkim kılınmasıyla mümkündür.” diyerek dünyada yaşanan ve insan onurunu ayaklar altına alan tüm muamelelerin sona ermesi temennisinde bulundu.

Başkan Özkaya’nın konuşmasının ardından sempozyumun akademik oturumlarına geçildi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Basri Bağcı’nın oturum başkanlığını yaptığı “İptal Kararlarının Geriye Yürümezliği Kuralının İdari Yargıdaki Uyuşmazlıklara Etkisi” başlıklı ilk oturumda; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Üyesi Burakhan Melikoğlu, Danıştay Üçüncü Daire Üyesi Ali Alpan, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Söyler ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Neslihan Karataş Durmuş sunumlarını gerçekleştirdi. Başkanvekili Basri Bağcı oturumda yaptığı konuşmada, iptal kararlarının geriye yürümemesi ilkesinin idare hukuku ve idari yargı açısından önemli bir konumda yer aldığını belirterek özellikle bireysel başvuru hakkının devreye girmesiyle birlikte ilkenin sınırlarının farklı şekillerde ele alındığını ifade etti.

Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan’ın oturum başkanı olduğu “İptal Kararlarının Geriye Yürümezliği Kuralının Adli Yargıdaki Uyuşmazlıklara Etkisi” başlıklı ikinci oturumda ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Ahmet Ömeroğlu, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Üyesi Dr. Hamit Yelken, Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Zafer ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Özbay sunum yaptı. Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan oturumun açılışında soyut ve somut norm denetiminin amacının Anayasa’ya aykırı kuralların hukuk sisteminden ayıklanması olduğunu hatırlatarak iptal kararlarının geriye yürümezliği kuralının adli yargıdaki uyuşmazlıklara etkisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve Anayasa Mahkemesi Üyesi Rıdvan Güleç, bireysel başvurunun 13 yıllık süre içerisinde yalnızca Anayasa Mahkemesinin değil hukuk düzeninin en önemli dönüm noktası olduğunu belirterek hak ve özgürlüklerin korunması ve hukuk devletinin güçlenmesinde hayati bir işlev üstlendiğini ifade etti. Bireysel başvurunun yalnızca bireylerin hak arayışına değil aynı zamanda yargının karar alma süreçlerinde hak ve adalet eksenli bir yaklaşım geliştirmesine katkı sunduğunu dile getiren Güleç, sempozyumun son derece verimli tartışmalara zemin hazırladığını ifade ederek emeği geçenlere teşekkür etti.