Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

2.4.2020
BB 26/20
Cephanelik Patlaması Sonucu Meydana Gelen Ölüm Olayıyla İlgili Hizmet Kusuru Değerlendirilmeden Karar Verilmesi Nedeniyle Yaşam Hakkının İhlal Edilmesi
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 27/2/2020 tarihinde, Hüseyin Aydın ve Diğerleri (B. No: 2016/4177) başvurusunda Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir. |
Olaylar
Afyonkarahisar’da bir askerî mühimmat deposundaki tasnif ve istif faaliyetleri sırasında meydana gelen patlamalar neticesinde aralarında başvurucuların yakınının da bulunduğu çok sayıda asker şehit olmuştur.
Başvurucuların, Millî Savunma Bakanlığından (İdare) uğradıkları maddi ve manevi zararların tazmini talebi zımnen reddedilmiştir. Başvurucular İdare aleyhine Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) tam yargı davası açmıştır. AYİM başvuruculardan ikisinin tazminat taleplerini reddetmiş, diğerlerine ise manevi tazminat ödenmesine hükmetmiştir. Başvurucuların karar düzeltme talebi AYİM tarafından reddedilmiştir.
İddialar
Başvurucular; tam yargı davasında eksik inceleme ile karar verildiğini, reddedilen tazminat taleplerinin hukuka aykırı, kabul edilen manevi tazminat miktarının ise yetersiz olduğunu belirterek yakınlarının yaşam haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Başvurucular tarafından açılan tam yargı davası patlama olayında idarenin kusur sorumluluğunu değerlendirebilecek nitelikleri haiz etkili bir yoldur. Tam yargı davasının bu niteliği dikkate alındığında Anayasa’nın 17. maddesi bağlamında devletin etkili bir yargısal sistem kurma yönündeki pozitif yükümlülüğü, somut olayın koşullarında yerine getirilmiştir.
Zararın İdarenin yürüttüğü faaliyetten kaynaklandığını kabul eden AYİM, İdarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığını tartışmaksızın zararın kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince karşılanmasına karar vermiştir. Zarar ile idari eylem arasında nedensellik bağının kurulabildiği hâllerde hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkesine göre zararın tazmin edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi gerekir.
Başvurucular öncelikle kusur sorumluluğuna dayanarak tam yargı davası yoluna başvurmuş iken AYİM şikâyetleri kusursuz sorumluluk ilkeleri çerçevesinde incelemiştir.
Somut olayda, yaşam hakkının içerdiği pozitif yükümlülük kapsamında yargı sürecinin yeterince etkili şekilde işlemediği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle tam yargı davasında davacıların iddiaları temelinde askerî faaliyetin yürütülmesinde yetkililerin kusuru olup olmadığı yönünde bir inceleme ve değerlendirme yapılması ve bu kapsamda bir sonuca ulaşılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |