1.3.2019

BB 17/19

Ceza İnfaz Kurumunda Olaylara Karışan Çocukların Bazı İddialarının Değerlendirilmemesi Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının Usul Yönünden İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 23/1/2019 tarihinde, F.E. ve Diğerleri (B. No: 2014/15586) başvurusunda Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul yönünden ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Yaşları 16-17 olan başvurucular olayların meydana geldiği tarihte Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda terör örgütü üyeliği suçundan tutukludur.

Ceza İnfaz Kurumunda sayım sırasında başvurucular ile infaz koruma memurları arasında tartışma yaşanmış, çıkan arbede sonucu diğer tutuklu çocuklar da toplu olarak olaya karışmıştır. Olaylar kontrol altına alındıktan sonra 11 çocuk hakkında idari soruşturma başlatılmış ve kaldıkları kurumun değiştirilmesine karar verilmiştir. Olayla ilgili daha sonra TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu (Komisyon) ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu tarafından rapor hazırlanmıştır.

Olayların ertesi günü Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tutuklu çocuklar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş, olaya karışanların doktor raporları ve olaya ait kamera görüntülerini içeren CD'ler Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. Öte yandan başvurucular ile görüşen avukatlar, tutuklu çocuklar ile yaptıkları görüşme tutanaklarını ekleyerek infaz koruma memurlarının kötü muamelede bulundukları iddiası ile suç duyurusunda bulunmuştur. Diğer taraftan olaya ilişkin kamera kayıtlarının incelenmesi için görevlendirilen bilirkişi iki ayrı rapor hazırlamıştır.

Cumhuriyet Başsavcılığı infaz koruma memurları hakkında basit yaralama, hakaret, tehdit, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçlarından başlattığı soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Kararın gerekçesinde Komisyon raporuna atıfta bulunularak infaz koruma memurlarının orantılı güç kullanarak isyanı engellediği; hakaret ve tehdit iddialarına ilişkin olarak ise soyut iddia dışında somut herhangi bir bulgu olmadığı belirtilmiştir. Kararda başvurucuların müşahede odasında darp edilme, ters kelepçe takılma, çıplak aranma iddiaları değerlendirilmemiştir. Bu karara karşı yaptıkları itirazları, Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedilen başvurucular bireysel başvuruda bulunmuştur.

İddialar

Başvurucular, infaz koruma memurlarının hükümlü ve tutuklu çocuklara sistematik ve insan onuruna aykırı bir şekilde davranmaları nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa’nın 17. Maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağına ilişkin şikâyetlerin incelenmesinde yasağın maddi ve usul boyutlarının ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir. Kötü muamele yasağının usul boyutu, bu yasağın ihlal edildiğine yönelik tartışılabilir ve makul şüphe uyandıran iddiaların sorumlularının tespiti ve cezalandırılmasını sağlayacak etkili bir soruşturma yapılması sorumluluğunu içermektedir.

Somut olayda Anayasa Mahkemesi kötü muamele yasağının maddi boyutunun ihlal edilmediğine karar vermiş, etkili soruşturma yapılmadığı iddialarını ise usul boyutu yönünden ele alarak ayrıca incelemiştir.

Başvuru konusu olayda kötü muamele yasağının usul yönü açısından incelenmesini gerektiren hususlar, başvurucuların kontrol altına alındıktan sonra kamerasız alanlarda darp edilmesi, ellerinin ve ayaklarının kelepçeli olarak müşahede odasında tutulmaları, doktor raporu için geç gönderilmeleri ve raporun gerçekleri yansıtmayacak şekilde yazılmasıdır.

Devletin kontrolü altında bulunan kişilere yönelik tıbbi muayenelerin sağlanması, kötü muameleye karşı önemli tedbirlerden birini oluştururken bu muayenelerin usulüne uygun olarak yapılması ve raporların usulüne uygun düzenlenerek gerekli mercilere sunulması vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Tıbbi muayeneler güvenilir ve gerçeğe uygun raporlarla sonuçlanmalı; bunun için de muayeneler güvenlik ve diğer kamu görevlilerin bulunmadığı bir şekilde, tıp uzmanlarının kontrolünde özel olarak yapılmalıdır.

Somut olayda Ceza İnfaz Kurumu tarafından aldırılan sağlık raporunun gerekli koşulları taşıyıp taşımadığının araştırılmayarak tek başına karara esas alınmasının anılan ilkelere aykırılık teşkil ettiği anlaşılmıştır.

Öte yandan başvurucuların etkisiz hâle getirilmelerinden sonra darp olayına maruz kaldıklarına yönelik iddiaları da ayrıntılı olarak incelenmemiştir. Özellikle başvurucuların kameranın bulunmadığı yerlerde ve müşahede odasında darp edildikleri yolundaki iddiaları değerlendirilmemiştir. Savcılık kararındaki temel değerlendirme Komisyonun incelemesi ve olaylara müdahaledeki zor kullanma yetkisinin aşılıp aşılmadığı ile sınırlı kalmıştır.

Başvurucuların olaydan sonra yapıldığını iddia ettikleri uygulamalar ise incelenmemiştir. Bu bağlamda olayların kontrol altına alınmasından sonrasına ilişkin iddiaların gerçek olup olmadığı, gerçek ise güç kullanmayı gerektiren bir durum olup olmadığı gibi hususlar değerlendirilmemiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının usul yönünden ihlal edildiğine karar vermiştir. 

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.