Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

4.1.2019
BB 1/19
Emekli İkramiyesinin Değer Kaybına Uğratılması Nedeniyle Mülkiyet Hakkının İhlali İddiasının Kabul Edilemez Olduğu
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 28/11/2018 tarihinde, Hikmet Kuleci (B. No: 2018/5145) başvurusunda Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. |
Olaylar
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde Emekli Sandığına tabi olarak 31 yıl görev yapan başvurucu 1993 yılında emekliye ayrılmıştır.
Başvurucuya bu tarihte 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nda yer alan “verilecek emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiili hizmet yılından fazla süreler ... dikkate alınmaz” hükmü uyarınca otuz yıl hizmet süresi üzerinden emekli ikramiyesi ödenmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2015 yılında bu hükmü iptal etmesi üzerine başvurucu iptal kararını gerekçe göstererek otuz yılı aşan hizmet süresi yönünden de emekli ikramiyesi ödenmesi için Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) talepte bulunmuştur.
Talebine cevap verilmemesi üzerine başvurucu SGK aleyhine İdare Mahkemesinde iptal davası açmıştır. Mahkeme otuz hizmet yılından fazla olan hizmet süresine ilişkin emekli ikramiyesinin hesaplanarak başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte başvurucuya ödenmesi gerektiği sonucuna varmıştır.
Başvurucunun istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Başvurucuya otuz yılın üzerindeki hizmet süreleri yönünden emekli olduğu tarihteki katsayılar esas alınarak hesaplanan 50 TL tutarındaki emekli ikramiyesi, 6,55 TL yasal faizi ile birlikte SGK tarafından 2017 yılında ödenmiştir.
İddialar
Başvurucu, otuz yılı aşan hizmet süresi için ödenen emekli ikramiyesinin değer kaybına uğratılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Başvurucunun emekli ikramiyesi alacağının Anayasa'nın 35. maddesi kapsamında mülk teşkil ettiği kuşkusuzdur. Başvurucunun alacağının enflasyon karşısında değer kaybına uğratılarak ödenmesi, mülkiyet hakkına müdahale teşkil etmektedir.
Başvurucu otuz yılın üzerindeki hizmet süresi yönünden Anayasa Mahkemesinin 2015 yılındaki iptal kararını gerekçe göstererek emekli ikramiyesi ödenmesi için iptal davası açmıştır. Ancak yargılama devam ederken 5434 sayılı Kanun'a eklenen geçici madde ile konu hakkında yeni bir düzenleme getirilmiştir. Bu kanuni düzenleme doğrultusunda 2017 yılı Ağustos ayında idare tarafından başvurucuya söz konusu emekli ikramiyesinin ödendiği anlaşılmıştır.
Somut olayda başvurucuya otuz yılın üzerindeki hizmet süresi için emekli ikramiyesi ödenmemesinin gerekçesi olarak emekli olduğu tarih itibarıyla yürürlükte olan 5434 sayılı Kanun'da yer alan ve Anayasa Mahkemesince 2015 yılında iptal edilen düzenleme gösterilmektedir. Ancak söz konusu hüküm iptal edilmiş olsa da iptal kararının ilgili Anayasa hükmü gereği geriye yürümeyeceği açıktır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı geriye yürümeyeceğinden bu alanda geriye dönük olarak bir düzenleme yapılıp yapılmaması kanun koyucunun takdirinde olup hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin bir gereği olarak -böyle bir düzenleme yapılmadıkça- idarenin de geriye dönük olarak bir ödeme yapmaması tabiidir.
Anayasa Mahkemesince iptal edilen bir kanun hükmü, iptal kararının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yürürlükten kalkacak ve bu kanun hükmüne göre tesis edilmiş işlemler geçerliliklerini sürdürecektir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümemesi sebebiyle idare tarafından iptal kararına dayalı olarak geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmaması mülkiyet hakkının ihlaline yol açmaz. Ancak yargı makamlarınca geriye dönük olarak böyle bir alacağın varlığının tespit edilerek ödenmesine karar verilmesi durumunda söz konusu alacağın yargı kararında belirtilen hak kazanma tarihine göre makul bir süre içinde değer kaybına uğratılmadan ödenmesi gerekir.
Kanun koyucu; 2017 yılında başvurucu ve aynı durumda olan emekliler yönünden düzenleme yapmış ve otuz yılın üzerindeki süreler için emekli ikramiyesinin ödenmesini öngörmüştür. Bu kanuni düzenlemeye istinaden başvurucunun geriye dönük olarak değil kanunun yürürlüğe girdiği 27/1/2017 itibarıyla bu ödemeye hak kazandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağı hak kazanıldığı tarihe göre bir değer kaybına uğratılmadan ödenmiştir. Bu nedenle başvurucuya aşırı ve olağan dışı bir zorluk yüklenmediğinden müdahalenin ölçülü olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın, açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |