Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

3.11.2021
BB 81/21
Etkili Soruşturma Yapılmaması Nedeniyle Yaşam Hakkının İhlal Edilmesi
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 15/9/2021 tarihinde, Metin Bekiroğlu ve Özgür Atagün (B. No: 2018/35266) başvurusunda, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal edildiğine karar vermiştir. |
Olaylar
Başvurucuların içinde bulunduğu toplu taşıma aracına Diyarbakır ile Lice ilçesi arasında seyir hâlindeyken zırhlı polis aracından ateş edilmiştir. Olayla ilgili Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada olay yeri incelemesi yapılmış, olayla ilgili polislerin ve tanıkların ifadeleri alınmıştır. Başsavcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
Başvurucular yaşanan olaydan dolayı hayatlarının tehlikeye atılması nedeniyle kendileri adına Diyarbakır Barosunun girişimde bulunmasını istemiştir. İlgili baronun başvurusunda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık) 29/3/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına hükmetmiştir. İtiraz üzerine Sulh Ceza Hâkimliği soruşturmanın genişletilmesine ve dosyanın Başsavcılığa iadesine karar vermiştir. Soruşturmanın genişletilmesi kararı üzerine Başsavcılık Lice Cumhuriyet Başsavcılığına yazdığı müzekkere ile olay hakkında bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği konusunda bilgi istemiştir. Başsavcılık cevap verilmemesi üzerine ikinci kez tekiden müzekkerenin gereğinin yerine getirilmesini istemiştir. Başsavcılık Sulh Ceza Hâkimliğine kovuşturmaya yer olmadığı kararının kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunda nihai kararın verilmesi için başvurmuştur. Sulh Ceza Hâkimliği, itirazı kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Bunun üzerine başvurucular bireysel başvuruda bulunmuştur.
İddialar
Başvurucular, kolluk kuvvetlerinin sivillerin bulunduğu toplu taşıma aracına hayati tehlike oluşturacak şekilde ateşli silah kullanmasına karşı etkili soruşturma yapılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Somut olayda ateşli silahla toplu taşıma aracının vurulmasını takiben Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yapılmıştır. Söz konusu soruşturma sürecinde birtakım deliller toplanmış ve inceleme yapılmış ise de söz konusu süreç; mala zarar verme suçu kapsamında yapılmış ve takipsizlik kararı ile sonuçlanmıştır. Bu nedenle soruşturma ateşli silah kullanımı bağlamında yaratılan yaşamsal tehlikenin sonuç itibarıyla değerlendirilmediği bir süreç olmuştur.
Başvurucular; yaşamlarını tehlikeye atacak şekilde zırhlı polis aracından içinde bulundukları toplu taşıma aracına ateş edildiğini, olayın sorumlularının araştırılmasını istediklerini belirterek başvuruda bulunmuştur. Başsavcılık tarafından ilk etapta herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan “…bölgenin sıkıntılı bir bölge olması nedeniyle muhtemelen terör örgütü üyelerinin açtığı ateş sonucunda aracın zarar görmüş, mağdurların yaralanmış olduğu ve soruşturmayı yürütmekte hukuki yarar bulunmadığı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına hükmedilmiştir. Oysa kararın verildiği tarihte, minibüse giren merminin polis aracında bulunan ağır makineli silah ile atıldığını ayrıntılarıyla belirten Kriminal Polis Laboratuvarı raporu mevcuttur.
Söz konusu takipsizlik kararının gerekçesi kanaate dayanmaktadır. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen soruşturmanın genişletilmesi kararında da takipsizlik kararının “gerekçesinin ne anlama geldiğinin anlaşılamadığı” ifade edilmiştir. Yargı makamlarının kararlarına dahi yansıyan bu hukuki belirsizlik/gerekçesizlik hâli soruşturmanın ciddiyetine gölge düşürmektedir.
Soruşturmanın genişletilmesi kararının ardından da Başsavcılığın Lice Cumhuriyet Başsavcılığına konuyla ilgili soruşturma olup olmadığı hususunda bilgi sorması dışında herhangi bir araştırma yapmadığı, salt Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma kayıtlarını incelediği anlaşılmaktadır. Lice Cumhuriyet Başsavcılığının söz konusu bilgi sorulmasına dair talebe iki yıl gibi uzun bir süre cevap vermemesi dahi tek başına soruşturma sürecindeki özensizliğe dair açık bir emaredir.
Başsavcılık tarafından Sulh Ceza Hâkimliğine yazılan yazı ile olayın Lice sınırları içinde kaldığı ifade edilmiş ise de soruşturmanın mevcut iddialarla yetkili merciler tarafından değerlendirilebilmesi adına bir yetkisizlik kararı da verilmemiştir. Nihai olarak daha önce soruşturmanın genişletilmesi kararı veren Sulh Ceza Hâkimliği 29/3/2017 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazı herhangi bir ek açıklama yapmadan reddetmiş ve soruşturma süreci sonuçlanmıştır.
Başsavcılık olaya ilişkin hemen hemen hiçbir araştırma ve inceleme yapmamıştır. Bu nedenle Başsavcılık olayı tüm yönleriyle aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek derinlik ve ciddiyette bir soruşturma yürütmemiştir. Sonuç olarak yürütülen soruşturma sürecinin etkili soruşturma yükümlülüğünü ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |