27.9.2018

BB 53/18

Feri Müdahilin Temyiz İsteminin Reddi Nedeniyle Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddianın Açıkça Dayanaktan Yoksun Olması Nedeniyle Kabul Edilemez Olduğu

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 19/7/2018 tarihinde, Akdeniz İnşaat ve Eğitimi Hizmetleri A.Ş. (B. No: 2015/2909) başvurusunda mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Olaylar

İçinde mülkiyeti özel şahıslara ait bir kısım taşınmazın da yer aldığı alan Bakanlıkça özel proje alanı olarak ilan edilmiş, buna uygun şekilde söz konusu yerleşim yerine ilişkin nazım ve uygulama imar planlarında da tadilat yapılmıştır.

Başvurucu şirket, bu saha içinde yer alan bazı taşınmazların malikleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamış ve konut projesinin inşasına başlamıştır.

Belediye, imar planı tadilatının iptali istemiyle Bakanlığa karşı idari yargıda dava açmış, İdare Mahkemesi dava konusu işlemlerin yürütmesini durdurmuştur. Davalı idare, Bölge İdare Mahkemesine itiraz etmiştir. Bu süreçte yürütmenin durdurulması kararı gereğince başvurucu şirketin konut projesi inşaatı mühürlenerek faaliyet durdurulmuştur.

İnşaat faaliyetinin durdurulmasıyla birlikte davadan haberdar olduğunu belirten başvurucu şirket İdare Mahkemesine verdiği dilekçe ile davalı idare yanında davaya müdahil olma talebinde bulunmuş ayrıca Bölge İdare Mahkemesinden de davanın reddini talep etmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi itirazı reddetmiş ve dosyayı İdare Mahkemesine iade etmiştir. İdare Mahkemesi şirketin müdahale istemini kabul etmiş, dava konusu işlemlerin de iptaline hükmetmiştir.

Davalı idare ve davacı belediye karara karşı temyiz yoluna gitmemiş buna karşılık başvurucu şirket kararı temyiz etmiştir. Danıştay, başvurucu şirketin yanında davaya katıldığı tarafın işlem ve açıklamalarına aykırı usul işlemlerini yapamayacağı ve davalı idarenin iradesine aykırı olarak müdahil sıfatıyla tek başına temyiz yoluna müracaat edemeyeceği gerekçesiyle temyiz istemini incelenmeksizin reddetmiştir.

Başvurucu şirket, karar düzeltme yoluna gitmiş, bu talebinin Danıştay incelemesi devam ederken bireysel başvuruda bulunmuştur.

İddialar

Başvurucu, müdahilin tek başına temyiz hakkı bulunmadığı yönündeki yaklaşım ve uygulamanın mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Mahkemeye erişim hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Bireylere menfaatlerini etkileyen işlemlere karşı dava açabilmelerinin yanı sıra üçüncü şahıslarca açılmış ve doğrudan taraf olmadıkları ancak sonucu itibarıyla menfaatlerini etkileyen davaya katılma olanağının sağlanması da mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken güvencelerden biridir.

Bununla birlikte adil yargılanma hakkının davanın doğrudan tarafı olmayan ferî müdahile asıl tarafa sağlanan tüm imkân ve hakların mutlak ve koşulsuz olarak tanınmasını zorunlu kılacak nitelikte bir güvenceyi bünyesinde barındırdığı söylenemez.

Somut olayda başvurucu şirket, yürütmenin durdurulması kararına karşı davalı idare tarafından yapılan itirazın incelenmesi için dosyanın Bölge İdare Mahkemesinde bulunduğu sırada itiraz dilekçesini sunmuş ancak bu aşamada henüz müdahil sıfatına haiz olmadığından itirazı dikkate alınmamıştır.

Yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlar uyuşmazlığı nihai olarak çözüme bağlayan kararlar olmayıp, bu kararlardan sonra da yargılama süreci devam etmektedir. Dolayısıyla başvurucu şirketin davaya etkin bir şekilde katılımı için gerekli zemin bu aşamada hâlen mevcuttur.

Başvurucu şirketin sonucu itibarıyla hak ve menfaatlerini etkileyen davadan haberdar olduğu, uyuşmazlıkla irtibatsız kalmadığı, uyuşmazlığın esasına ilişkin hususlarda görüşlerini dile getirme fırsatını bulduğu, dolayısıyla davaya etkin bir şekilde katıldığı görülmektedir.

Yargılama süreci bütün olarak değerlendirildiğinde müdahillik müessesinin işlevsiz kılındığından söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.

Öte yandan adil yargılanma hakkı, müdahilin yanında davaya katıldığı tarafın yargılamayı sürdürmeme yolundaki iradesine rağmen yargılamaya devam edebilmesini güvence altına almamaktadır. Bir başka ifadeyle müdahile, asıl tarafın iradesinden bağımsız olarak hükmü temyiz edebilme hakkı tanınması biçiminde bir anayasal zorunluluk bulunmamaktadır.

Dolayısıyla başvurucunun tek başına yaptığı temyiz isteminin incelenmeksizin reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkına ilişkin anayasal güvencelere müdahale teşkil eden bir yönü bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.