Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

21.10.2021
BB 79/21
Halkı Kanuna Aykırı Toplantıya Kışkırtmak Suçundan Verilen Hapis Cezası Nedeniyle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlal Edilmesi
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 7/9/2021 tarihinde, Mahir Engin Çelik ve Sakine Esen Yılmaz (B. No: 2016/8776) başvurusunda, Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. |
Olaylar
Bir partinin Mersin İl Teşkilatı 20/3/2012 tarihinde nevruz kutlaması için açık hava toplantısı düzenleneceğini oluşturulan Toplantı Tertip Komitesi aracılığıyla Mersin Valiliğine bildirmiştir. Mersin Valiliği, nevruz kutlamalarının 21/3/2012 tarihiyle sınırlı olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten İçişleri Bakanlığının 15/3/2012 tarihli Genelgesi’ne (Genelge) istinaden 21/3/2012 tarihinde yapılacak olan bir kutlama talebinin değerlendirileceğini Toplantı Tertip Komitesi üyelerinden birine tebliğ etmiştir.
Sendika yöneticisi olan başvurucular, Sendikanın bağlı olduğu Konfederasyonun nevruz kutlaması etkinliklerine katılım kararı alması üzerine 19/3/2012 tarihinde gerçekleştirilen basın açıklamasına katılmıştır. Başvurucular söz konusu basın açıklamasında nevruz kutlaması için Valiliğe bildirimde bulunan Tertip Komitesi üyelerinin İçişleri Bakanlığı Genelgesi'ne karşı gerekli yollara başvurduğu, bu nedenle nevruz kutlamasının daha önce belirlendiği şekilde 20/3/2012 tarihinde gerçekleştirilebileceği algısını yaratabilecek ifadelerde bulunmuştur. Başvurucular basın açıklaması sonunda 20/3/2012 tarihinde gerçekleştirilmek istenen nevruz kutlaması için (kapatılan) Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından el konulmasına karar verilen davetiye niteliğindeki bildirileri dağıtma hazırlığı içerisindeyken güvenlik görevlileri tarafından gözaltına alınmış ve bildirilere el konulmuştur.
Başvurucular hakkında söz konusu bildirileri dağıtmaları nedeniyle halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma suçundan kamu davası açılmıştır. Mersin 7. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava sonucunda başvurucuların her biri hakkında 3 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedilmiş ve karar Yargıtay tarafından onanmıştır.
İddialar
Başvurucular, halkı kanuna aykırı toplantıya kışkırtmak suçundan hapis cezasına mahkûm edilmeleri nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
İçişleri Bakanlığının her yıl nevruz kutlamaları adı altında terör örgütü ve yandaşlarınca terör örgütü propagandası yapılan ve şiddet olayları gerçekleştirilen toplantılar düzenlenmesi nedeniyle böyle bir uygulama yoluna gittiği görülmektedir. Toplantı hakkına yapılan her tür müdahalenin haklı olduğunun kabul edilmesi ancak zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığının ve orantılı olduğunun ikna edici biçimde gösterilmesiyle mümkündür.
Somut olayda başvurucuların Genelge'den haberdar olduklarında bir şüphe bulunmamaktadır. Buna karşın mahkûmiyet kararının dayanağı olan Valilik yasaklama kararından haberdar oldukları her türlü şüpheden uzak biçimde ortaya konulamamıştır. Derece mahkemeleri başvurucuların Genelge'den haberdar olmalarını halkı kanuna aykırı toplantıya kışkırtma suçunu bilerek ve isteyerek işlediklerini kabul etmek için yeterli saymıştır. Bu konuda başvurucuların Tertip Komitesince kendilerine Genelge'ye karşı iptal davası açmak suretiyle gerekli işlemlerin gerçekleştirildiğini ifade ettikleri iddiasının da derece mahkemesi kararında yeterince irdelenmediği ve açıklığa kavuşturulmadığı görülmektedir.
Başvurucuların dağıtmak istedikleri bildiriler ve 20/3/2012 tarihinde gerçekleşen şiddet olayları arasında da somut ve güçlü bir ilişki bulunduğu gösterilememiştir. Bildiride belirtilen nevruz kutlaması yapılamamış; başvurucular ile bildiride katılımcı olarak adı geçen diğer kişiler bahse konu bildiride ilan edilen yer ve zamanda belirtilen etkinliği gerçekleştirmemiş veya gerçekleştirmeye teşebbüs etmemiştir. Başvurucuların bildirileri dağıtmakla sebebiyet verdikleri ima edilen olaylar, bildiride yer verilen adreste de gerçekleşmemiştir. Mahkeme kararlarında, her hâlükârda açıkça şiddete çağrı içermeyen bildirileri dağıtmak isteyen başvurucular ile meydana gelen olaylar arasındaki bağa ilişkin somut hiçbir açıklamada da bulunulmamıştır.
Bu durumda derece mahkemelerinin, İçişleri Bakanlığı Genelgesi çerçevesinde ve Valilik kararı ile yasaklanmış bir toplantıya ilişkin davetiye niteliğindeki bildirilere el konulması yanında başvurucuların -üstelik 3 yıl 4 ay süreli bir hapis cezasıyla- cezalandırılmalarını gerekli kılan bir ihtiyacın varlığını ve bu doğrultuda yarışan değerler arasında adil bir denge kurulduğunu ilgili ve yeterli bir gerekçeyle ortaya koyduklarından bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |