19.7.2018

BB 29/18

İş Kazası Nedeniyle Yaşam Hakkının İhlal Edildiği İddiasının Başvuru Yollarının Tüketilmemesi Nedeniyle Kabul Edilemez Olduğu

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 11/6/2018 tarihinde, Barış Sarıtaş ve diğerleri (B. No: 2015/161) başvurusunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucuların iki yakını, bir inşaatta işçi olarak çalıştıkları sırada içinde bulundukları asansörün düşmesi sonucu diğer sekiz işçiyle birlikte hayatlarını kaybetmiştir.

Olaya ilişkin olarak Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında bilirkişi heyetinden alınan raporda; cephe asansörünü kiralayan, montaj ve bakımını yapan firma yetkilileri ve teknik personeli ile asıl işveren konumundaki asansör kiracısı proje ortaklığının idari ve teknik sorumlularının asli kusurlu, iş sağlığı ve güvenliği firma ortaklığının tali kusurlu oldukları belirtilmiştir.

Cumhuriyet Başsavcılığı, asıl işveren konumundaki şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş; bu karara karşı yapılan itiraz, Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilmiştir.

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, asansör firması ve iş güvenliği firmasının yönetici ve çalışanlarının aralarında bulunduğu yirmi beş kişi hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme suçundan cezalandırılmaları istemiyle iddianame düzenlenmiştir.

İddianamenin kabulü ile başlayan yargılama sürecinde ilgili Ağır Ceza Mahkemesince sanıkların bazılarının beraatına, bazılarının ise adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiştir. Dosyanın istinaf incelemesi devam etmektedir.

İddialar

Başvurucular, asansör kazasında on işçinin hayatını kaybetmesi olayına ilişkin etkili ceza soruşturması yapılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

 Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa'nın yaşama hakkını güvence altına alan 17. maddesi ile devletin temel amaç ve görevlerini belirten 5. maddesi birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen ölüm olaylarının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir ceza soruşturması yürütülmesi gerekmektedir.

Ancak yürütülen bu soruşturma, belirli bir kişinin sorumlu olup olmadığıyla sınırlı olmamalı; olayın tüm yönlerini ortaya koyacak kapsamda ve nitelikte olmalıdır.

Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur.

Somut olayda, meydana gelen kaza ve ölüm olayında sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla yirmi beş kişi hakkındaki ceza yargılamasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Savcılık soruşturması aşamasında yeterli araştırma yapılmadığı ve soruşturmanın etkili şekilde yürütülmediği başvurucular tarafından ileri sürülmüşse de devam etmekte olan yargılama sürecinin maddi olayın koşullarını belirleyebilecek, sorumluların tespitini ve cezalandırılmalarını sağlayabilecek nitelikte olmadığına ilişkin bir veri bulunmamaktadır.

Başvurucular ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda olayda sorumluluğu bulunan bazı kişiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle soruşturmanın etkili olmadığını ileri sürmüşlerse de devam eden yargılama sürecinde olayda sorumlulukları bulunan kişilerin tespit edilerek haklarında kamu davası açılmasının her zaman mümkün olduğu anlaşılmaktadır.

Bu kapsamda haklarında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen kişilerin de sorumluluklarının tespit edilmesi hâlinde bu kişilerle ilgili kamu davası açılması önünde bir engel bulunmadığı görülmektedir.

Devam eden yargılama süreci dikkate alındığında kanunda öngörülen yargısal başvuru yollarının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olduğundan söz edilemez.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle başvurunun, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.