Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

7.12.2018
BB 72/18
Maden Kazasının Protesto Edilmesinin Engellenmesi Nedeniyle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlal Edilmesi
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 15/11/2018 tarihinde, Sevinç Hocaoğulları (B. No: 2015/271) başvurusunda Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. |
Olaylar
Başvurucunun da aralarında bulunduğu çeşitli demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla oluşturulan dayanışma platformu üyeleri (on kişi) 301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma maden kazasını protesto etmek ve bir gün önce yapılan gösterilerdeki polis müdahalesini kınamak amacıyla basın açıklaması yapmak istemiştir.
Dayanışma platformu üyeleri kolluk güçlerine basın açıklaması yapacakları bilgisini vermiş ve hemen akabinde Çevik Kuvvet polisleri gruba müdahale etmiştir. Başvurucu tarafından sunulan CD görüntülerinde Çevik Kuvvet polislerinin grubun etrafını sardığı ardından grupta yer alanları kollarından tutarak götürdüğü belirlenmiştir.
Başvurucu, kendisine müdahale eden polisler hakkında kasten yaralama, görevi kötüye kullanma ve zor kullanma yetkisinin sınırının aşılması suçlarından soruşturma başlatılması talebiyle Cumhuriyet Başsavcılığına (Savcılık) başvurmuştur. Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
Başvurucunun karara yaptığı itirazı Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) kesin olarak reddetmiştir. Hâkimlik dosya içinde başvurucunun yaralandığına dair herhangi bir raporun da bulunmadığını ifade etmiştir. Dosyada başvurucunun gözaltına alındığına dair bir bilgi de bulunmamaktadır. Başvurucu bu karar üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur.
İddialar
Başvurucu, basın açıklaması yapmalarının kolluk güçlerince engellenmesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa Mahkemesi, barışçıl bir şekilde basın açıklaması yapmak ya da basın açıklamasına katılmak için toplanan kişilere kolluk güçleri tarafından yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığını incelemiştir.
2911 sayılı Kanun’datoplantı ve gösteri yürüyüşlerinin hangi hâllerde kanuna aykırı olacağı sayılmıştır. Bununla birlikte Kanun’da belirtilen usule uygun olarak düzenlenmemiş olması bir toplantı veya gösteri yürüyüşüne müdahale için yeterli kabul edilemez.
Barışçıl şekilde toplanan kişilere müdahale yapılabilmesi için kamu düzeninin korunmasının gerekli olduğu ya da katılımcıların hak, ödev ve sorumluluklarına uygun davranmadıklarının yetkili mercilerce gösterilmesi gerekir.
Somut başvuruda, maden kazasından iki gün sonra yapılan toplantının derhâl tepki verilmesi gereken hâllerden olduğu da gözetildiğinde idareye önceden bildirim yapılmaması tek başına toplantının dağıtılması için yeterli gerekçe kabul edilemez.
Söz konusu protesto gösterisinin bazı faaliyetlerin aksamasına neden olduğu, kamu düzenini bozduğu, güvenlik önlemlerini zaafa uğrattığı yönünde herhangi bir değerlendirme de mevcut değildir. Olayda anılan şartlar gerçekleşmediği hâlde başvurucu ve arkadaşlarının maden kazasını barışçıl şekilde protesto etmeleri ve basın açıklaması yapmalarının kolluk güçlerince engellendiği tespit edilmiştir. Göstericilerin şiddet eylemlerine karışmadıkları durumlarda kamu makamlarının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına belirli bir ölçüye kadar müsamaha göstermesi gerekir.
Öte yandan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına müdahalenin gerekli olduğu durumlarda göstericilerin ihtar edilmesi Yargıtay içtihatları uyarınca zorunludur. Bununla birlikte toplananlara müdahale etmeden önce yapılması gereken bu ihtarın uygun vasıtalarla yapılması ve ihtardan sonra makul bir süre verilmesi gerekir. Olayda polis, dağılmaları için göstericilere uyarıda bulunmuş ve neredeyse eş zamanlı olarak müdahale etmiştir. Bu nedenle usulüne uygun bir ihtar da yapılmamıştır.
Mevcut başvuruda müdahalenin, toplumsal bir ihtiyaç baskısına karşılık gelmediği ve kamu düzeni meşru amacının sağlanmasında demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |