Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

19.7.2018
BB 28/18
Ruhsatnamenin Hukuka Uygun Kullanılmaması Nedeniyle İptalinin Mülkiyet Hakkını İhlal Etmediği
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 11/6/2018 tarihinde, Ahmet Bal (B. No: 2015/19400) başvurusunda Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir. |
Olaylar
Başvurucuya ait eczanenin ruhsatnamesi, yapılan denetimler sonucu il sağlık müdürlüğü tarafından iptal edilmiştir. Başvurucunun denetimlerde eczanede bulunmaması ve eczaneyi kendisinin işletmemesi iptal kararının gerekçesinde belirtilmiştir.
Başvurucu bu işleme karşı idare mahkemesinde iptal davası açmıştır. Mahkeme, eczanenin muvazaalı olarak işletildiği ve aslında başvurucu tarafından işletilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Temyiz edilen karar Danıştay tarafından onanmış, başvurucunun karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.
İddialar
Başvurucu, ruhsatnamesinin iptal edilerek eczanenin kapatılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa’nın 35. maddesinde mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlandırılabileceği öngörülmüştür. Ancak bu hakka müdahalede bulunurken Anayasa’nın 13. maddesinin göz önünde bulundurulması gerekir. Dolayısıyla mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için müdahalenin kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir.
Eczanenin muvazaalı açıldığının tespiti durumunda ruhsatnamenin iptal edilmesinin kanuni dayanağının bulunduğu ve meşru bir amacının olduğu anlaşılmakta olup bu müdahalenin ölçülülüğünün değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda önceden belirli ve öngörülebilir nitelikte olduğu açık olan şikâyete konu müdahalenin uygulanmasına başvurucunun kendi kusurlu filleriyle yol açtığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında başvurucu tarafından, kamu makamlarının müdahalenin uygulanması sırasında özensiz tutum ve davranışlarda bulunduğuna dair herhangi bir somut olgunun varlığı ileri sürülememiştir.
Başvurucunun, izin almadan eczanenin bulunduğu ilden ayrıldığını ve başka bir kişiye eczaneyi işletmek için vekâlet verdiğini kabul ettiği gözetildiğinde derece mahkemelerinin kararlarının keyfî olduğu söylenemez.
Eczacılık faaliyetinin ehil kişiler eliyle yapılmasının halk sağlığı bakımından taşıdığı önem göz önüne alındığında başvurucunun eczaneyi fiilen işletmemesi nedeniyle ruhsatnamesinin iptal edilmesinin gerekli olmadığı söylenemez.
Müdahalenin sebep olduğu sonuçlara bakıldığında, başvurucunun mesleğini yapmaktan bütünüyle yoksun bırakılmadığı, sadece beş yıl gibi belirli bir süre eczane açamayacağı, başvurucunun fiilinin suç olarak düzenlenmediği ve başvurucuya adli veya idari bir yaptırım da uygulanmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda müdahalenin taşıdığı kamu yararı amacı ile karşılaştırıldığında, başvurucunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin başvurucuya aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemediği, kamu yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkı arasındaki adil dengenin bozulmadığı sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |