10.1.2024

BB 2/24

Siyasi Parti Teşkilatlarının Kendiliğinden Sona Erdiğinin Tespitine Karar Verilmesi Nedeniyle Siyasi Örgütlenme Özgürlüğünün İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 27/9/2023 tarihinde, Halkın Kurtuluş Partisi (3) (B. No: 2019/30833) başvurusunda Anayasa'nın 68. maddesinde güvence altına alınan siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı esas alınarak başvurucu Partinin farklı il ve ilçelerdeki teşkilatlarının süresi içinde kongrelerini iki defa üst üste yapmadıkları gerekçesiyle, ilgili kaymakamlıklar ve valilikler tarafından sulh hukuk mahkemelerinde dava açılmış ve teşkilatların kendiliğinden sona erdiğinin tespiti talep edilmiştir. Sulh hukuk mahkemeleri, davaları kabul ederek ilgili il veya ilçe teşkilatlarının kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar vermiştir. Anılan kararlara karşı yapılan istinaf başvuruları bölge adliye mahkemelerince kesin olarak reddedilmiştir.

İddialar

Bir siyasi parti olan başvurucu, süresi içinde il ve ilçe kongrelerini yapmayan ilgili teşkilatlarının kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesi nedeniyle siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi, daha önce bir siyasi partinin kendiliğinden dağılma hâlinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespiti talebini incelemiştir. Bu kararda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’da siyasi partilerin dağılma durumunun tespiti taleplerinin karara bağlanmasının Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkisinde olduğunu belirterek ilgililerin bu isteğin yerine getirilmesi için Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunması gerektiğini belirtmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 87. maddesinde bahsedilen ilgililerin siyasi partilerin hukuki ve mali sorumluluk sahibi yasal temsilcileri ile siyasi partilerin kapatılması davasını açmak ve sicil dosyalarını tutmakla görevli olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu ifade etmiştir (AYM, E.2015/2 (D. İş), K.2016/4,§10).

Öte yandan bazı kaymakamlıkların siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatlarının kendiliğinden sona erdiğinin tespit edilmesi talebi ile Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurularda, kaymakamlıkların siyasi partilerin il ve ilçe teşkilatlarının dağılma hâllerinin ve buna bağlı olarak hukuki varlıklarının sona erdiğinin tespitini talep etme yetkilerinin bulunmadığı belirtilmiştir.

Özetle 4721 sayılı Kanun’un 87. maddesinde bahsedilen ilgililer, siyasi partilerin hukuki ve mali sorumluluk sahibi yasal temsilcileri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Bu kişilerin talebi üzerine siyasi parti tüzel kişiliğinin tamamına yönelik dağılma hâlinin tespitine karar verme yetkisi ise münhasıran Anayasa Mahkemesine aittir.

Somut başvuruda ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yazısı üzerine, kaymakamlıklar ve valiliklerin başvurucu Partinin il ve ilçe teşkilatlarının kendiliğinden sona erdiğinin tespitini sulh hukuk mahkemelerinden talep ettiği, sulh hukuk mahkemelerinin de bu talepleri karara bağladığı görülmüştür. Kamu makamlarının gerek 2820 sayılı Kanun'un 3. maddesi kapsamında siyasi parti tüzel kişiliklerinin teşkilatlarla bir bütün olduğunu, gerek 4721 sayılı Kanun'un 87. maddesinde "her ilgili" ifadesinin kaymakamlık ve valilikleri kapsamadığını dikkate almaksızın karar verdiği anlaşılmıştır. Bu bağlamda, anılan hükümlerin amacını aşan, genişletici ve öngörülemez bir şekilde yorumlandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu değerlendirmeler ışığında başvuruya konu tespit kararlarının kanunilik şartını karşılamadığı kanaatine varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle siyasi örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.