5.12.2018

BB 69/18

Sosyal Medyada İdare Hakkında Yapılan Olumsuz Yorum Üzerine Kınama Cezası Verilmesi Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 15/11/2018 tarihinde, Hulusi Özkan (B. No: 2015/18638) başvurusunda Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Olayların meydana geldiği tarihte polis memuru olan başvurucu Facebook’ta bazı polis memurları tarafından oluşturulan bir sayfada yer alan "Emniyet-Sen Başkanı'na Mobbing" başlıklı konuya "...eyyyy rütbeli zevat Size de Ölüm Var Bize de... Bunun hesabını orada Allah zaten soracak burada da Emniyet-Sen ..." yorumunu yapmıştır.

Söz konusu yorumu nedeniyle hakkında disiplin soruşturması açılan başvurucuya, İdare tarafından kınama cezası verilmiştir.

Başvurucunun, idari işlemin iptali istemiyle açtığı dava İdare Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Bu karara yönelik itirazı değerlendiren Bölge İdare Mahkemesi kararı onamış, başvurucunun karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucu; sosyal medyada hakaret veya suç unsuru içermeyen, bir defaya mahsus bir paylaşımda bulunduğunu belirterek, kınama cezası verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Silah ve benzeri araçlar kullanma yetkisi olan, idari işlerin yanında adli işlerle ilgili de hassas yetkileri bulunan Emniyet Teşkilatı içindeki hiyerarşik kuralların sivil devlet memurlarının tabi olduğu kurallara kıyasla daha katı olması doğaldır. Bununla birlikte bu husus teşkilatın veya hiyerarşik üstlerin eleştirilemeyeceği anlamına gelmez.

Sosyal medyada yorum yaptığı konunun başlığı ile kurduğu cümlelerden yola çıkarak başvurucunun Emniyet Teşkilatının yönetiminden duyduğu memnuniyetsizliği ve sitemini herhangi bir yöneticinin ismini zikretmeden dile getirdiği görülmüştür.

Başvurucunun kullandığı ifadelerin teşkilata yönelik bir sırrı ifşa eder niteliği olmadığı gibi teşkilata zarar verecek veya itibar kaybı oluşturacak ağırlığı olduğu da söylenemez.

İlk derece mahkemesi, başvurucunun ifade özgürlüğü ile mesleki hiyerarşi kurallarına uyma yükümlülükleri arasında denge kurma işlemi yapmamış, başvurucunun ifade özgürlüğü karşısında mesleki hiyerarşi kurallarına uyma yükümlülüklerinin yerine getirilmesindeki üstün yararı gösterememiştir. Mahkeme, bahse konu ifadelerin meslek etiği ile bağdaşmadığını belirtmekle yetinmiş; ifadelerin ne anlamı üzerinde durmuş ne de kullanıldığı bağlamı incelemiştir.

İlk derece mahkemesi başvuruya konu şikâyete olayın bütünselliği içinde bakmamış; olayın kendi şartlarının neler olduğunu, tartışılan konunun ne olduğunu, başvurucunun hangi amaçla düşüncesini açıkladığını, beyan tarzını, beyanın muhtemel sonuçlarını ve varsa kamu hizmetine veya kamu kurumunun disiplinine etkilerini göz önünde bulundurmamıştır.

Başvurucunun sözlerinin olayın bağlamından ve somut açıklamanın bütünlüğünden kopartılarak ele alınması suretiyle ortaya konan gerekçenin ilgili ve yeterli kabul edilmesi mümkün değildir. Ayrıca demokratik toplumda başvurucunun kullandığı ifadeler nedeniyle kınama cezası ile cezalandırılmasının gerekli olduğu da değerlendirilmemiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.