6.11.2019

BB 98/19

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının, Trenin Sefere Çıkmasının Engellenmesi Nedeniyle Verilen Disiplin Cezası Kapsamında İhlal Edilmediği

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 26/9/2019 tarihinde, Tonguç Özkan ve Diğerleri (B. No: 2015/1261) başvurusunda Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

    Olaylar

    Olay tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları’nın (TCDD) bir Bölge Müdürlüğü bünyesinde çalışan başvurucular aynı zamanda bir sendikanın üyesidir. Başvurucuların üyesi olduğu Sendika, toplu görüşme sürecindeki taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle bir günlük iş bırakma eylem kararı almış, başvurucuların da aralarında bulunduğu grup yurt genelinde uygulanan bir günlük iş bırakma eylemine katılmıştır. Eylem sırasında başvurucular ve arkadaşları bir trenin önüne oturarak hareketini engellemiştir. Yapılan soruşturma neticesinde TCDD Yüksek Disiplin Kurulu başvuruculara aylıktan kesme cezası vermiştir. Başvurucuların disiplin cezalarının iptali talebiyle yaptıkları başvuru İdare Mahkemesince, Temyiz ve karar düzeltme başvuruları ise Danıştay tarafından reddedilmiştir. Başvurucularla ilgili ceza yargılamasına ilişkin süreçte ise Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararı vermiş ve karar Yargıtay tarafından onanmıştır.  

    İddialar

    Başvurucular, bir trenin sefere çıkmasını engellemelerinden dolayı disiplin cezası almaları nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

    Mahkemenin Değerlendirmesi

    Somut olayda başvurucular iş bırakma eylemine katılmaları nedeniyle değil, trenin önüne oturarak hareketine engel olmaları dolayısıyla disiplin cezasıyla cezalandırılmışlardır. Derece mahkemeleri trenin engellenmesi fiilleri nedeniyle başvurucuların sendikal amaçlarını aştıkları yönünde karar vermiştir.

    Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış; bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılması ilgili kanunlarda öngörülmüştür. Korunan hukuki değer ile ihlalin neden olduğu hukuki sonuçların aynı olmaması, idari suç ve cezalar ile adli suç ve cezalar arasındaki temel farklılığı oluşturmaktadır. Bu nedenle başvurucular ceza yargılamasında beraat etseler dahi bu husus ilgili mevzuata göre disiplin cezası uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir. Zira engelleme olmasaydı trenin sefere çıkıp çıkamayacağı hususu ceza yargılamasında önem arz etse de disiplin hukuku yönünden tek başına etkili bir unsur değildir.

    Sonuç olarak Sendika kararının dışındaki trenin fiilen engellenmesi eyleminin amaçları, seçilen protesto yönteminin niteliği ve her iki yargılamadaki tespitler gözönüne alındığında, eylemin başkalarının haklarının engellenmesi noktasında ağır bir külfete yol açtığı anlaşılmıştır.

    Sendika kararında belirtilen iş bırakma eylemini aşan bu eylemleri nedeniyle başvuruculara disiplin cezası verilmesinin kamu düzeninin korunması amacı bakımından zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık geldiği kabul edilmelidir. Ayrıca eylemin amacı ve niteliği ile verilen disiplin cezası birlikte dikkate alındığında müdahalenin kamu düzeninin korunması meşru amacıyla orantılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

    Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.

Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir.