Norm Denetimi Basın Duyuruları

6.7.2022
ND 28/22
Gönderenin Birden Fazla Olması veya Tespit Edilememesi Hâlinde Uygulanacak İdari Para Cezalarının Toplamının İşletene Uygulanmasını Düzenleyen Kuralın İptali
Anayasa Mahkemesi 1/6/2022 tarihinde E.2022/13 numaralı dosyada, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 6001 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değiştirilen 65. maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “…veya tespit edilememesi…” ibaresinin anılan maddenin birinci fıkrasının (b) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. |
İtiraz Konusu Kural
İtiraz konusu kuralda, işletenden (araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen ya da aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hâllerde kiracı, ariyet ya da rehin alan kişi) başka bir gönderenin bulunduğu ve gönderenin tespit edilemediği durumlarda işleten ve gönderen için ayrı ayrı belirlenecek olan idari para cezalarının toplamının işletene uygulanması öngörülmektedir.
Başvuru Gerekçesi
Başvuru kararında özetle; hukuk devleti kapsamında yer alan ilkelerden birinin de aynı fiilden dolayı birden fazla yargılanmama veya cezalandırılmama (ne bis in idem) ilkesi olduğu, anılan ilkeye göre aynı fiilden dolayı mükerrer yargılamanın yapılamayacağı ve cezanın verilemeyeceği, söz konusu ilkenin idari yaptırımlar için de geçerli olduğu, itiraz konusu kuralın gönderene yükletilmesi gereken idari yaptırımın işletene uygulanmasını öngörmesi nedeniyle bir fiile iki kere yaptırım uygulanması sonucunu doğurduğu, bu itibarla kuralın kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasındaki adil dengeyi sağlamadığı, ölçülülük ilkesiyle bağdaşmadığı belirtilerek Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa’nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında ceza sorumluluğunun şahsi olduğu belirtilmiştir. Ceza sorumluluğunun şahsiliği Anayasa’da güvence altına alınan ceza hukukunun temel ilkelerindendir. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. Diğer bir anlatımla bir kimsenin yalnızca kendi eyleminden sorumlu olmasıdır. Bu ilkeye göre fail ya da şerik olmayan kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılmaları mümkün değildir. Anayasa’nın anılan maddesinde idari suç ve cezalar ile adli suç ve cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından her ikisi de bu maddede öngörülen ilkelere tabidir.
Söz konusu fıkranın gerekçesinde de “…fıkra, Ceza sorumluluğunun ‘şahsi’ olduğu; yani failden gayri kişilerin bir suç sebebiyle cezalandırılamayacağı hükmünü getirmektedir. Bu ilke dahi ceza hukukuna yerleşmiş ve ‘kusura dayanan ceza sorumluluğu’ ilkesine dahil, terki mümkün olmayan bir temel kuralıdır.” denilmektedir.
2918 sayılı Kanun’un 65. maddesinin üçüncü fıkrasında azami yüklü ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması hâlinde işleten ve gönderene ayrı ayrı idari para cezası verilmesinin hüküm altına alınması suretiyle gönderenin tespit edilememesi hâlinde işleten ve gönderen için öngörülen idari para cezalarının toplamının işletene uygulanmasını öngören itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 38. maddesi anlamında ceza niteliğinde olduğu açıktır.
Anılan maddenin üçüncü fıkrasında azami yüklü ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması durumunda gönderen ve işleten ayrı ayrı ve eşit miktarda idari para cezası ile sorumlu tutulurken kural gönderenin tespit edilememesi hâlinde gönderen için söz konusu fıkranın öngördüğü idari yaptırımın da işletene ayrıca yükletilmesini hükme bağlamaktadır. Dolayısıyla kural, işletenin azami yüklü ağırlığının veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması suretiyle gerçekleştirdiği taşıma faaliyeti nedeniyle yaptırıma uğramasının yanı sıra işletenin dışında olan gönderenin hukuka aykırı fiili nedeniyle de ayrıca cezalandırılmasını öngörmektedir.
Cezaların şahsiliğinde amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılmamasıdır. Diğer bir ifadeyle kimsenin başka birinin icra ettiği fiil nedeniyle sorumlulukla karşılaşmamasıdır. Kural ise işletenin azami yüklü ağırlığın veya izin verilen azami yüklü ağırlığın aşılması yasağına uymaması şeklindeki eyleminin yanı sıra aynı yasağı ihlal eden gönderenin bu eylemi nedeniyle de ayrıca sorumlu tutulması ve cezalandırılması sonucunu doğurmaktadır. Bu itibarla kural ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |