Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

20.9.2018
BB 46/18
Ceza İnfaz Kurumunda Telefonla Haberleşmenin Sınırlandırılması Nedeniyle Haberleşme Hürriyetinin ve Aile Hayatına Saygı Hakkının İhlal Edildiği İddialarının Kabul Edilemez Olduğu
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 3/7/2018 tarihinde, Bayram Sivri (B. No: 2017/34955) başvurusunda Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ve Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. |
Olaylar
Başvurucu, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü sonrasında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanarak ceza infaz kurumuna konulmuştur.
Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname doğrultusunda belirtilen suçlardan tutuklu olanlar ve ilk defa tutuklanarak ceza infaz kurumuna gelen tutukluların olağanüstü hâlin (OHAL) devamı süresince on beş günde bir telefonla haberleşme hakkından faydalandırılmasına karar vermiştir.
Başvurucunun, anılan karara karşı İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyet ve Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itiraz reddedilmiştir.
İddialar
Başvurucu, telefonla haberleşme hakkının sınırlandırılması nedeniyle haberleşme hürriyeti ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa’nın 22. maddesinde, herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğu ve haberleşmenin gizliliğinin esas olduğu hüküm altına alınmıştır. Aile hayatına saygı hakkı da Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınmıştır.
Öte yandan Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve hürriyetler, yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
Somut olayda aile fertleri ve yakınlarıyla haberleşmesinin bütünüyle engellendiğine ilişkin olarak başvurucunun herhangi bir iddiası bulunmamaktadır. Başvurucunun şikâyeti, telefonla haberleşme hakkının on beş günde bir ve on dakika ile sınırlandırılmasıdır.
Başvuru, sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut olaya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşulları yönünden incelenmiştir.
Başvurucunun telefonla haberleşme hakkı kanun hükmü çerçevesinde sınırlandırılmıştır. Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki bir suçtan tutuklama dikkate alındığında, isnat edilen suçların ağırlığına göre tutuklu ve hükümlülere tanınan hak ve imkânların farklılaşması doğaldır.
Suçların ağırlığı ve OHAL süreci koşulları dikkate alındığında kamu düzenini, infaz kurumu güvenliğini ve disiplinini sağlama amacıyla bir kısım suçtan tutuklu olanlar için telefonla haberleşme hakkının sınırlandırılması meşru amaç taşıma koşulunu karşılamaktadır.
15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında FETÖ/PDY ile bağlantılı olduğu değerlendirilen çok sayıda kamu görevlisi ve sivil kişi mahkeme kararıyla tutuklanmış, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu darbe teşebbüsünün ulusun varlığını tehdit eden kamusal bir tehlikenin varlığını ortaya koyduğunu kabul etmiştir.
Darbe teşebbüsünün ulusal varlığı tehdit eden boyutu ve teşebbüs sonrasında terör suçları kapsamında çok sayıda kişinin mahkûm olduğu dikkate alındığında başvuruya konu müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığı söylenemez.
Öte yandan anılan kısıtlama sadece OHAL'in devamı süresiyle sınırlı kalmıştır. Başvurucunun görüşme süresi kısaltılmamış ayrıca başvurucu, telefonla haberleşme hakkını kullanamadığına dair bir iddia da ileri sürmemiştir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle aile hayatına saygı hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |