Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

7.12.2018
BB 71/18
Ceza Soruşturması Kapsamında İşyerinde Yapılan Aramanın Mülkiyet Hakkını İhlal Etmediği
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 15/11/2018 tarihinde, Elit Hancı Akaryakıt ve Petrol Ürünleri Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. (B. No: 2015/20) başvurusunda Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir. |
Olaylar
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından organize suç örgütü faaliyeti çerçevesinde petrol kaçakçılığı yapıldığı iddiasıyla bazı akaryakıt istasyonlarını işleten şüpheliler hakkında ceza soruşturmasına başlanmıştır.
Kolluk görevlilerince bir akaryakıt istasyonunda yapılan aramalarda gizli akaryakıt tankları tespit edilmiştir. Bu tankların içerisinden alınan numunelerin ulusal marker seviyesinin geçersiz olduğu ayrıca kaçak akaryakıt düzeneğinin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla yazar kasa uyarı sistemindeki otomasyonun devre dışı bırakıldığı görülmüştür.
Başvurucu şirket söz konusu akaryakıt istasyonunu devralmış ve işletmeye başlamıştır. Bu akaryakıt istasyonunda kaçakçılık yapıldığı, hileli ve karışımlı akaryakıt satıldığı şüphesiyle yapılan arama ve kazı çalışmalarında, daha önce adli işlem yapılan gizli yer altı tanklarına ait boruların bulunduğu ancak bunların pasif durumda olduğu ve kullanılmadığı tespit edilmiştir. Faturası ibraz edilemeyen 1300 litre mazota ise el konulmuştur.
Başvurucu şirket, arama işlemlerinin ölçüsüz olarak uygulanması neticesinde zarara uğradığını belirterek, Ağır Ceza Mahkemesinde tazminat davası açmıştır. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, temyiz edilen karar Yargıtay tarafından onanmıştır.
Öte yandan, Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, karışımlı ve gümrük kaçağı akaryakıt satışına yönelik bir suç örgütü teşekkül ettiği, başvurucu şirketin de aralarında olduğu çok sayıda şirketin hisselerinin arama ve el koyma tarihlerinden hemen önce veya bu işlemler devam ederken üçüncü kişilere devredildiği kaydedilmiştir. Şüpheliler hakkındaki yargılama Asliye Ceza Mahkemesinde devam etmektedir.
İddialar
Başvurucu, arama işleminin ölçüsüz olması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için müdahalenin kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir.
Somut olayda arama işlemleri Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine dayalı olarak sulh ceza mahkemesi kararları doğrultusunda yapılmıştır. Dolayısıyla mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin kanuna dayalı olduğu kuşkusuzdur.
Çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik ceza soruşturması sırasında suç delillerinin toplanması ve suç işlenmesinin önlenmesi amaçlarıyla uygulanan arama tedbirinin kamu yararına dayalı meşru bir amaç doğrultusunda yapıldığı görülmüştür.
Başvurucu şirket, arama işleminde kazı yöntemi yerine dedektörle tarama yönteminin uygulanmasıyla da aynı sonuca varılabileceğini ileri sürmüş ancak bu iddiasını destekleyen herhangi bir somut bilgi veya belge sunamamıştır. Dolayısıyla suçla mücadele alanında kamu makamlarının geniş bir takdir yetkisi mevcut olup mülkiyete müdahale yönünden arama tedbirinin gerekli olduğuna dair tespitlerin aksinin kanıtlanamadığı değerlendirilmiştir.
Daha önce kaçak akaryakıt tankı tespit edilen istasyonda faturası ibraz edilmemiş akaryakıt bulununca başka kaçak akaryakıt tankı olup olmadığını ve daha önce tespit edilen kaçak akaryakıt tankının aktif olarak kullanılıp kullanılmadığını belirlemek amacıyla kazı çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu anlaşılmıştır.
Arama tedbirinin ölçüsüz uygulandığı iddia edilse de elverişli ve gerekli olduğunda kuşku bulunmayan söz konusu arama tedbirinin ticari kazanç kaybına yol açması kaçınılmaz olup derece mahkemelerinin de ilgili suç delillerinin ancak kazı yapılarak ortaya çıkarılabileceğini vurguladıkları görülmüştür.
Başvurucu şirket yapılan arama sırasında kaçınılmaz olandan daha fazla zarara yol açan ne gibi hatalı işlemler yapıldığını açıklayamamış, buna ilişkin herhangi bir somut bilgi veya belge de sunamamıştır.
Başvurucunun ceza davası sonucuna bağlı olarak tazminat davası açılabilme imkânının da bulunduğu derece mahkemesince vurgulanmıştır.
Bu durumda, mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile karşılaştırıldığında başvurucu şirkete aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşılmıştır.
Dolayısıyla başvurucu şirketin mülkiyet hakkı ile kamu yararı arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |