Bireysel Başvuru Basın Duyuruları

12.12.2018
BB 74/18
Patentin Hükümsüzlüğü Kararının Mülkiyet Hakkını İhlal Etmediği
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 14/11/2018 tarihinde, Novartis AG (B. No: 2015/11867) başvurusunda Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir. |
Olaylar
Başvurucu, ilaç sektöründe dünyada pek çok ülkede faaliyet gösteren bir şirkettir. Lösemi tedavisinde kullanılan bir ilaca yönelik Avrupa Patent Ofisinden patent almış ve bunu Avrupa Patent Bülteni'nde yayınlatmıştır. Şirketin, Avrupa patentinin Türkiye'de geçerli olması için yaptığı talep Türk Patent ve Marka Kurumunca da kabul edilmiş ve tescil gerçekleştirilmiştir.
Aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir firma patentin hükümsüzlüğü ve sicilden çıkarılması istemiyle Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Firma başvurusunda patente konu maddenin önceki yıllarda duyurulan patentlerde açıklandığını öne sürmüştür.
Mahkeme, alanda uzman iki profesör ve bir kimya mühendisinden oluşan kuruldan konuyla ilgili bilirkişi raporu almıştır. Kurul, dava konusu patentin yenilik ve tekniğin bilinen durumunu aşma özelliklerine sahip olmadığı görüşünü bildirmiştir. Mahkeme, davaya konu patentin hükümsüzlüğüne ve sicilden silinmesine karar vermiştir.
Temyiz edilen karar Yargıtay tarafından onanmış, karar düzeltme talebi de reddedilen başvurucu bireysel başvuruda bulunmuştur.
İddialar
Başvurucu, patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Patent kavramı, bireylerin zihni çaba ile meydana getirdiği ürünleri veya usulleri içeren buluşların korunması ihtiyacı sonucu doğmuştur. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda teknolojinin her alanındaki buluşlara yeni olması, buluş basamağı içermesi ve sanayiye uygulanabilir olması şartıyla patent verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun'da, coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı dışındaki diğer sınai hakların devredilebileceği, miras yolu ile intikal edebileceği, lisans konusu olabileceği, rehin verilebileceği, teminat olarak gösterilebileceği, haczedilebileceği veya diğer hukuki işlemlere konu olabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla patentin ekonomik bir mal varlığı değeri olduğu kuşkusuzdur. Fikrî ve sınai mülkiyet hakları gayri maddi mallar kapsamında bulunmakla birlikte Anayasa’nın 35. maddesi kapsamında mülkiyet hakkının konusunu teşkil etmektedir.
Başvuru konusu olayda başvurucunun mülkiyet hakkına yönelik olarak kamu makamlarınca doğrudan yapılan bir müdahale bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvuruda, devletin mülkiyet hakkına ilişkin pozitif yükümlülükleri yönünden inceleme yapılması gerekmektedir.
Devletin pozitif yükümlülükleri, mülkiyet hakkına yapılan müdahalelere karşı usule ilişkin güvenceleri sunan yargısal yolları da içeren etkili hukuksal bir çerçeve oluşturma ve oluşturulan bu hukuksal çerçeve kapsamında yargısal ve idari makamların bireylerin özel kişilerle olan uyuşmazlıklarında etkili ve adil bir karar vermesini temin etmek sorumluluklarını içermektedir.
Devlet mülkiyet hakkının korunmasının gereklilikleri çerçevesinde dünyadaki örneklerine uygun olarak buluşları patent koruması altına almıştır. Ancak buluşun patent koruması altına alınması belirli koşullara bağlanmıştır. Bu koşullar oluşmadığı hâllerde patent verilemeyeceğine göre verilen patentlerin sonradan bu koşulların oluşmadığının tespiti nedeniyle hükümsüz kılınabilmesi tabiidir.
Bu durumda patentin hükümsüzlüğüne ilişkin somut olay bağlamında mülkiyetin korunmasına yönelik belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir kanun hükümlerinin ve buna dayalı olarak mevcut olan yerleşik yargısal içtihadın bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca mülkiyet hakkının korunması yükümlülüğü yönünden başvurucunun usule ilişkin güvencelerden etkin biçimde yararlanmasının sağlandığı, kararlarda yer verilen tespit ve gerekçelere göre yargısal makamların takdir yetkilerinin sınırının aşılmadığı kanaatine varılmıştır.
Son olarak ise hangi buluşların patent koruması altında sayılması gerektiği yönünde kamu makamlarının belirli bir takdir yetkisinin olduğu ve bu kapsamın belirlenmesinin üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerini de önemli ölçüde etkilediği dikkate alındığında patentin kanunda öngörülen koşullarını sağlamadığı gerekçesiyle hükümsüz kılındığı somut olayda mülkiyet hakkına ilişkin devletin pozitif yükümlülüklerinin yerine getirildiği sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. |